2 Ocak 2011 Pazar

Ateşle Oynayan Kız'ı Okudum


İsveçli yazar Stieg Larsson'un çok satan Milennium serisini okumaya devam ediyorum. Bu seriyi ilk olarak gazete ilanlarında 'Best-seller ' olarak görmüştüm ve mesafeli yaklaşmıştım. Sonra tesadüfen ilk romanın filmini 'Ejderha Dövmeli Kız' ı seyrettim ve çok beğendim. Filmi güzelse, kitabı daha da güzeldir diyerek seriye kitaplardan devam ettim ve ' The Girl Who Played with Fire' ı okudum.

Lisbeth Salander müthiş bir karakter

Kitapla ilgili spoiler olabilecek bir şey yazmamak için hikayeyle ilgili detay vermeyeceğim. İkinci kitapta Lisbeth Salander'in geçmişiyle ilgili pek çok şey öğreniyoruz. Onun kişilik bozukluğu gibi görünen özelliklerinin nedenlerini görüyoruz. Lisbeth Salander benim son dönem romanlarında rastladığım en ilginç karakterlerden biri. Hem fiziksel olarak hem de zeka olarak çok farklı. Kimseyle yakınlık kurmuyor, kurmak istemiyor. Otoritenin  çocukluğundan itibaren kendisine yaşattığı sorunlardan ötürü otoriteye tamamen karşı. Kendisine özgü bir adalet anlayışı var.

Bu kitapta; gazeteci kahramanımız Mikael Blomkvist'in dergisine İsveç'e yaşı küçük fahişe getirilmesiyle ile ilgili bir makale hazırlayan gazeteci ve kız arkadaşı öldürülüyor. Aynı sırada Salander'den sorumlu avukat Bjurman da öldürülüyor. Gazeteciyi öldüren silahın üstünde Salander'in parmak izi bulununca Lisbeth Salander için sürek avı başlıyor. Salander'in masum olduğunu düşünen Blomkvist ise onun suçsuzluğunu ispatlamak için kendi soruşturmasını başlatıyor. Kitap ilki gibi çok sürükleyici. Ben çocuklardan dolayı yayarak okumak zorunda kaldım ama gerçekten elinizden bırakmanız mümkün değil. ayrıca kitapta çok kısa yer de verilse Diyarbakır doğumlu bir Kürt karakter de var.

Fakat serinin ikinci kitabı bir sonuca ulaşmıyor. Ben de hemen Kobo'dan serinin son kitabı olan 'The Girl Who Kicked the Hornets' Nest'i 'aldım. Bakalım ne olacak?

Başarısını göremeyen yazar

Bu arada bence yazarın hikayesi de kitap kadar ilginç. Stieg Larsson kahramanı gibi bir gazeteci imiş. Üçlemesini pek çok yayıncıya göndermiş ve reddedilmiş. En sonunda bir yayıncı bulduğunda ise kitaplarının basıldığını göremeden aniden ölmüş. Kitaplarının tüm dünyada best-seller olduğunu görememiş.

2 yorum:

  1. Ben ilkini yeni bitirdim. Dedigin gibi Lisbeth cok gercek ama bir o kadar da yabani..Ben bayildim. Kafamda hep inandirici bir kadin dedektif karakter yaratma fikri olmustur. Lisbeth bunun super bir ornegi..Ben de kitaplarin devamini getirecegim...

    YanıtlaSil
  2. Simdi serinin son kitabını okuyorum. Başı biraz yavaş geldi ama sonra aniden hızlandı. Hadi bakalım!!!

    YanıtlaSil