30 Mayıs 2011 Pazartesi

Tarihi Roman Sevenlere

Tarihi roman okumaya dedemin Feridun Fazıl Tülbentçi romanlarıyla başlamıştım. Osman Gazi'nin kahramanlıklarından etkilenmiş, Bizans tekfurlarının kurnazlıklarına kızmıştım. Ondan sonra da tarihi roman okumayı hep sevdim.
Sadece Türk tarihine dair değil,genel olarak tüm tarihi romanları okumayı severim. Ama tabii beğenmem için bazı kurallarım var.
  • Kitabın dili akıcı olmalı, kuru olmamalı.
  • Kitap çeviri ise Türkçesi iyi olmalı.
  • Yazar anlattığı tarihi döneme hakim olmalı.
  • Döneme dair detaylar olmalı.
Okuduğum tarihi romanlar arasında Philippa Gregory'ninkiler önemli yer tutuyor. Gregory özellikle Tudor dönemi İngilteresi ile ilgili yazıyor. En bilinen eseri ise filmi de çekildiği için 'The Other Boleyn Girl' 8. Henry'nin hareketli evlilik hayatını anlatan filmde Scarlett Johansson ve Natalie Portman oynuyordu.

Ben Gregory'nin kitaplarını okumaya Zeynep doğduktan sonra başladım. Zeynep'i emzirmek için uzun süre aynı koltukta oturuyordum ve Gregory'nin akıcı kitapları bu süreyi geçirmek için idealdi.



Yazarın Tudor dönemini anlatan tüm kitaplarını okudum. 8. Henry'nin abisinin eşiyle evlenip kral olmasını ama lanetlenmiş olduğunu düşünüp acı çekmesini, Catherine of Aragon'un maceralı başlayan ama büyük acıyla biten hayatını adım adım okudum. Henry'nin ardı ardına evlenip, eşlerini öldürtmesini, Anne Boleyn ile tutkulu aşkını, Bakire Kraliçe Elizabeth'in inanılmaz hikayesini büyük zevkle takip ettim.

Kısacası Tudor hanedanına hakimim:) İngiliz soylularının iktidar savaşlarını, komplolarını, birbirinin ardından iş çevirmesini , din yüzünden dökülen kanı, kadının mal olarak alınıp satılmasını öğrendim. İngiliz demokrasisinin nasıl kanlı bir geçmişe sahip olduğunu gördüm.

Gregory zaman zaman tekrara düşşe de okunması kolay, detaylara hakim ve kalemi işlek bir yazar. Ayrıca kitaplarında hep kadın karakterler başrolde. Tarih kitaplarında arka planda olan kadınlar onun kitaplarının ana kahramanı.


Şu anda Tudor hanedanı öncesi dönemi anlatan kitaplar yazıyor. İngiliz tarihinde 'War of Roses'(Güllerin Savaşı) olarak bilinen dönemi anlatıyor. Bu dönem,  aslında kuzen olan York ve Lancaster ailelerinin neden olduğu bir iç savaş dönemi. York'un simgesi  beyaz gül, Lancaster'ınki ise  kırmızı gül.

Ben en son 'The Red Queen'i okudum. Ünlü 8. Henry'nin büyük annesi Margaret'in hikayesini anlatıyor. Hayatını oğlu 7. Henry'i tahta geçirmeye adayan Margaret'in hikayesi iktidar, komplo, güç, kan, din konularını işliyor. Her zamanki Philippa Gregory tarzıyla. Tarihi kitap sevenlere tavsiye edilir.

20 Mayıs 2011 Cuma

Kız Kitaplarıma Geri Döndüm

Bu aralar genelde non-fiction ve ciddi kitaplar okusam da kız kitaplarının benim için özel bir yeri var. Bridget Jones'la başlayan bu tür kitaplara İngilizce'de Chick-Lit deniyor. Okuması kolay, genelde hayatının aşkına arayan 20-30'lu yaşlardaki kızların maceralarının anlatıldığı bir tür bu. Ben de özellikle serviste, yolda okumayı seviyorum.

Chick-Lit tarzında en çok sevdiklerim Bridget Jones'ın yazarı Helen Fielding ve Shopaholic dizisinin yazarı Sophie Kinsella. Bu iki  yazar çok işlek bir dille, komik hikayeler anlatıyor ve kafamı boşaltmamı sağlıyorlar.

Bir de Jane Green var. Green de başta bekar kızların hayatını anlatarak başlamıştı ama oradan evli kadınlara, boşanma hikayelerine uzandı. Bazı kitapları çok başarılıydı( Bookendens, Life Swap)bazılarıysa fena değildi. ( Beach House, Second Chance)

Geçen hafta Green'in son kitabı 'Promises To Keep''i okudum. Bu defaki komik bir kitap değil. Aksine çok, çok acıklı bir öykü. Benim şu an yaşadığım durumu aynen anlattığı için beni çok etkiledi. Arkadaşlık, sevgi, paylaşma üzerine gerçek hayattan yola çıkan bir kitap. Kadın okuyuculara tavsiye ederim.

Oray Eğin'den 'Medya İmha Planı'



Oray Eğin benim için enteresan bir karakter. Hem yazdıklarına ve tarzına sinir oluyorum, hem de okumadan yapamıyorum. Herkese geçiriyor, kimseyi beğenmiyor, olayları sadece belli bir bakış açısıyla yorumluyor, bir öyle bir böyle yazıyor ama yine de her yazdığında bir doğruluk payı oluyor.

Oray Eğin'in yazdıklarına bu nedenle  hep bir parça şüphesiyle yaklaşsam da, okumamazlık etmiyorum. Geçen haftalarda yazdığı 'Medya İmha Planı'nı da bu yüzden hemen alıp, okudum.

Eğin, kitapta AKP iktidarıyla medyada yaşanan dönüşümü anlatmış. Gazetelerden televizyonlara kadrolarda yaşanan değişiklikleri, muhalif isimlerin nasıl gönderildiğini, ATV-Sabah grubunun nasıl el değiştirdiğini anlatmış.

Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Ertuğrul Özkök'ün gönderilişi, Doğan Grubu'na vergi cezaları çok yakın geçmişte yaşanan ama tipik balık hafızamızla unuttuğumuz olaylar.

Eğin'in kitabı bu olayları hatırlatmak ve kaydını düşmek açısından önemli. Ama kitap çok çalakalem yazılmış, bir editör elinden geçmemiş. Ayrıca Eğin her zaman yaptığı gibi olaylara ve kişilere siyah-beyaz bakmış. Tüm kusurlarına rağmen günümüz medyasında cesur bir iş. Unutmak istemeyenlerin arşivinde olmalı.








8 Mayıs 2011 Pazar

Murat Uyurkulak Sevenler İçin

Murat Uyurkulak'la nasıl tanıştığımı hatırlamıyorum. Büyük ihtimalle kitabın adı (Tol) enteresan gelmişti, ben de almıştım. Okuyunca çarpıldım. Hem çok acıklı, hem çok komik, hem çok sürükleyici hem de her cümlesinde uzun uzun düşünülesi bir kitaptı. Çok sevdim.
Sonra 'Har' geldi. Tol'dan daha farklıydı, o da dağıttı beni.

Kimi zaman Milliyet Sanat'ta, kimi zaman arada bir verdiği röportajlarda, yazdığı yazılarda takip ettim Uyurkulak'ı. Üyesi olduğu 'Afili Filintalar'da ondan başka bir de Behzat Ç.nin yaratıcısı Emrah Serbes'i sevdim.
Ve geçen hafta Murat Uyurkulak'ın son kitabı 'Bazuka' çıktı. Üç gün üstüste kitapçıya gidip, sormuştum kitabı. Elime alınca sevindim. Vapurda okumaya başladım.

Önce Tol'u Okuyun

Önce küçük bir hayalkırıklığı. Bazuka bir öykü kitabı ve ben bir öykü insanı değilim. Ayrıca kitapta hepi topu 9 hikaye var. Çok az, tadı damağınızda kalıyor. Hikayelerin neredeyse hepsi, birilerine gönderme ya da nazire yapılarak yazılmış. Eğer bahsedilen işi biliyorsanız daha da keyif alıyorsunuz.

'Bazuka' Uyurkulak sevenlerin seveceği  bir kitap. Daha önce hiç bu yazarı okumamış olanlar içinse çok fazla bir şey ifade etmeyebilir. Benim onlara tavsiyem 'Tol' ve 'Har'ı okumaları. Zaten sonra mutlaka 'Bazuka'yı da okumak isteyeceklerdir.