9 Aralık 2015 Çarşamba

Doğu ve Batı Salman Rushdie'nin Büyülü Dünyasında Buluşuyor


Salman Rushdie isminin çoğu Türk okurunu korkuttuğunu biliyorum. 'Şeytan Ayetleri' kitabının çıkması ve ardından yaşanan olaylar 'Müslüman' okuru Rushdie'den soğuttu. Açık ve net söylemek istiyorum: 'Çok şey kaçırıyorsunuz. Rushdie müthiş bir yazar. '

Daha önce -hatırlayamayacağım kadar uzun yıllar önce-  Rushdie'nin 'Geceyarısı Çocukları'nı okumuştum. Hindistan'ın kuruluş hikayesini yeni doğan bebekler üzerinden anlattığı bir romandı. Çok beğendiğimi ve diğer kitaplarını okumaya karar verdiğimi de hatırlıyorum ama hayat işte, araya işler, güçler girdi. Rushdie'nin okumak için aldığım kitapları raflarda kaldı, giderek büyüyen 'okunacak kitaplar' listeme eklendi.

Hayat döndü, dolaştı ve zamanınım bollaştığı(!) bir döneme girdim. İlk işim beni bekleyen 'The Enchantress of Florence' a başlamak oldu. Ve hayatta her şeyin bir nedeni ve de bir zamanı olduğunu tekrar anlamış oldum.

The Enchantress of Florence,( Türkçe adıyla 'Floransa Büyücüsü' ) Babür İmparatorluğu hükümdarı Ekber Şah'ın ana kahramanlarından olduğu, Hindistan, Osmanlı, Floransa ve hatta yeni keşfedilen Amerika kıtasında geçen müthiş bir tarihi-masal roman.

Ana kahramanlardan biri Babür İmparatoru Ekber  Şah dedim. O kadar çok kahraman var ki; Şah İsmail, Yavuz Sultan Selim, Machiavelli, Andrea Doria, Medici ailesi sadece bazıları.  Bu kadar farklı ismi biraraya getirmeyi ve son derece renkli bir hikaye anlatmayı ancak Rushdie başarabilir.

Kitap, Ekber Şah'ın başkenti Sikri'ye gelen gizemli bir yabancının anlattığı hikayeye dayanıyor. Büyüleyici güzellikteki Kara Göz'ün tüm dünyayı dolaştığı maceraları sayesinde biz de Doğu-Batı, büyü, dinler, inançlar ve gerçek-hayal arasında dolaşıyoruz.

The Enchantress of Florence Türkçe'de Can Yayınları tarafından ' Floransa Büyücüsü' adıyla çevrildi. Eminim çevirisi iyidir.

İster bir masal olarak, ister bilge İmparator'un yol kitabı olarak, isterseniz de Doğu-Batı'yı buluşturan bir edebiyat eseri olarak  okuyun, bu kitabı kaçırmayın derim.

Kitabın ardındaki bibliyografya da eserin başarısını açıklıyor. Rushdie bu kitap için gerçekten çok okumuş, çok çalışmış. Tarihin farklı kültürlerle paralel yazılması gerektiğini gösteren, çok başarılı bir kitap. Tarihi roman okumayı seven ve ardı ardına çıkan çöp tarihi kitaplardan sıkılanlara tavsiye ederim.